Antalya’nın merkez ilçelerinden biri, olan Döşemealtı birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Antalya’nın kuzeyinde yer alan bu ilçe el dokuması halıları ile ünlüdür. Paleolitik çağa kadar uzanan geçmişi dönemle ilgili birçok bilgi vermektedir. Bölgede Yapılan arkeolojik kazılar neolitik ve kalkolitik çağlarla ilgilide bilgi vermektedir. Bölgede yer alan höyüklerde birçok kazı çalışması yapılmış ve geçmiş dönemler ile ilgili detaylı bilgi alınmasına olanak sağlamıştır. Tunç çağının sonlarından itibaren bölgede Anadolu’nun ilk yerli halklarından olan Solym’lar uygarlık oluşturmuştur. Hitit devletinin yıkılması sonrasın da deniz yolu ile bölgeye Akanlar gelmiştir. Akanların hâkimiyeti altına giren ilçe MÖ 334 yılında Büyük İskender tarafından fethedilmiştir. Birçok medeniyetin merkezi haline gelmiş olan tarihi eser yoğunluğu ile de dikkatleri üstüne çekmektedir.
Selçuklu ile Bizans arasındaki çekişme bu bölgeyi de etkilemiştir. Bölgede bulunan kervansaraylar ise bu dönemde yapılmıştır. 1390 yılında Osmanlı hâkimiyeti altına girerek Teke sancağı altında Konya’ya bağlanmıştır.
Antalya şehir merkezinden 12 km uzaklıkta bulunmaktadır. Antalya’nın merkez ilçelerinden biri olan Döşemealtının Yüzölçümü 673,1 km2’ dir. Batı ve kuzey bölgesin de küçük uzantılar bulunmaktadır. Bitki örtüsü oldukça zengin olan ilçenin dört tarafı çam ormanları ile çevrilidir. Akdeniz ikliminin halin olduğu ilçede yazlar oldukça sıcak, kışlar ısı yağışlı ve ılıman geçmektedir.
İlçenin geçmişte ki büyük ekonomisinin büyük bir bölümü tarıma dayanmaktadır. Pamuk, zeytin, buğday, arpa ve mısır ilçede yoğunlukla üretilmekteydi. Fakat ilçenin imara açılması sanayileşmesine de olanak sağladı. Uzun süre boyunca ekonomisinin büyük bir yoğunluğunu oluşturan tarım, bölgenin organize saniye bölgesi olmasıyla ekonomisinde değişkenlik göstermiştir. Günümüzde ekonomisi organize sanayiye bağlı olarak gelişmektedir.
Antalya’nın en çok ziyaret edilen yerlerinden biri olan Döşemealtı birçok tarihi yapıya ev sahipliği yapmaktadır. Antalya’nın sahil bölgesinde olmamasına rağmen tarihi yapısı sebebiyle çok fazla turist b u bölgeyi ziyaret etmektedir. Halıları ile tüm dünyaya ün salmış olan bu ilçe Bizans, Osmanlı ve Selçuklu döneminde oldukça popüler olmuştur. Gezilecek yerlerin sayısının bir hayli fazla olması sebebiyle özellikle gezip görmek isteyen tarih düşkünleri için ideal bir ilçedir. İlçeye gelen turistler genelde tatil yapmaktan çok tarihi alanları ziyaret etmek için bu ilçeyi ziyaret etmektedir. Antalya merkezine 20km uzaklıkta bulunmaktadır.
Antalya’nın Döşemealtı ilçesinin yağca köyünde bulunmaktadır. Karain mağarası Türkiye’nin en büyük doğal mağaralarından biridir. Arkeolojik birçok kazı sayesinde paleolitik çağ hakkında detaylı bilgi vermiştir. Paleolitik çağın alt, orta ve üst dönemine ait mağarada birçok kalıntıya rastlanmıştır. Mağaraya ulaşmak için 522 basamağı aşmak gerekmektedir.
Döşemealtı ilçesinin kovanlık köyünde yer alan antik yolun günümüzde kalıntıları halen bulunmaktadır. Antik çağa ev sahipliği yapmış olan bu yolun yüzeyi 4 m genişliğindedir. Yerli halkın döşeme olarak nitelendirdiği yolun çevresinde askerler genel de koruma amaçlı konaklamıştır. Tarihin kalıntıları üzerinde bu yolda yürüyüş yapmak isteyenler için ideal bir antik yoldur.
Günümüzde aktif olarak kullanılan han Selçuklu dönemine aittir. Selçuklu mimarisi ile ilgili detaylı bilgi veren yapı su toplamak için kullanılmıştır. Kırk farklı kaynaktan gelen suların toplandığı yapı ipek yolu üstünde yerin almaktadır. Günümüzde turistlik bir tesis olarak kullanılmaktadır. Tasarımı ile dikkatleri üstüne çekmektedir.
Antalya Hayvanat Bahçesi Kepezaltı beldesinde yer alır.
Karain mağarası yolu üzerinde bulunan antik kent birçok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Anadolu’nun oldukça eski halklarından olan Solym’lar tarafından kurulmuş olan oldukça gösterişli bir kenttir. Milli park içerisinde yer alan antik kent tarihe ışık tutan yapıları içirişin de barındırmaktadır. Türkiye sınırları içerisin de en iyi korunmuş antik kentlerden biridir. Korkuteli yolu üzerinde yer alan Termessos Antik Kenti çok sayıda tapınağa sahiptir. Tapınakların yanı sıra mezar sayısı da oldukça fazladır. Mezarların üzerine işlenmiş olan bezemeler dönem tarihi hakkında birçok bilgiye ulaşılmasına olanak sağlamıştır. Büyük İskender dönemini de ışık tutan kentten geriye çok fazla bir şey kalmamıştır. Birçok mitosun oluşumunda etkili olan bu kent Zeus ile bağdaştırılmaktadır. Antalya müzesinde Termessos antik kentte yapılan kazılar sonucunda elde edilen birçok eser sergilenmektedir. Bunlardan en çok ziyaret edilenleri ise lahitlerdir.
Farklı renkten oluşan Döşemealtı halısında yök boyası kullanılmaktadır. Bölgenin oldukça ünlü olan Döşemealtı halısı yöresel dokunuşlar ile yapılmaktadır. 7 renkten oluşan halı 26 yerleşim yerinden oluşan bölgeye verilen isimdir.
Çok sayıda esere ev sahipliği yapan düzlerçamı mersire alanı Antalya merkezine 15 km uzaklıktadır. 140 bin metrekarelik alana kurulmuş olan bu alanın geçmişte birçok sarnıcı barındırdığı düşünülmektedir. Yapılan arkeolojik çalışmalar sarnıçların var olduğunu kanıtlar niteliktedir. Günümüzde piknik, yürüyüş ve oyun parkları ile bilinmektedir. Özellikle günlük ziyaretler için oldukça uygun olan bu alan yaz aylarında binlerce turisti ağırlamaktadır.
Görenleri hayran bırakan güver kanyonu 2km uzunluğunda ve 30 m genişliğindedir. Zengin bitki örtüsüne sahiptir ayrıca 115 m derinliği bulunmaktadır. Tam anlamıyla bir doğa harikası olan kanyon özellikle yaz aylarında turistlerin uğrak mekânları arasındadır. Yürüyüş yaparak huzur bulmak ve zenin bitki örtüsünü yakından görmek isteyenlerin uğrak mekânları arasındadır. Tarihi yapıları ile dikkatleri üstüne çeken bu kanyon içerisinden akan çay Konyaaltı’ndan Akdeniz’e dökülmektedir
Şehrin resmi kuruluş tarihi M.Ö. 189/188 olarak bilinmektedir. Antik çağda Pisidya adı verilen bölgede yer alan görkemli şehrin kalıntıları mevcuttur. Taros dağları üzerinde yer alan bu antik şehirde bağcılık ve şarapçılık yapıldığı arkeolojik çalışmalar sonucu gün yüzüne çıkarılmıştır. Bunun yanı sıra kentte zeytin yağı üretimi de yapılmaktaydı. Antik roma kalıntılarının bulunduğu bu kentin kalıntıları Toros dağlarının 900-1000 m yüksekliğinde bulunmaktadır. Bizans döneminden sonra kentte yaşamın son bulduğu bilinmektedir. Nekropol alanından şehir kapısına kadar her türlü yapının bulunduğu kent antik dönemin en önemli şehirlerinden biridir. En önemli yapılardan biri olarak sayılan şehir kapısı günümüzde halen ayakta durmaktadır. Üç kemere sahip bu şehir kapısının Severus Alexander zamanında yapıldığı tahmin edilmektedir.
Antalya ilinin Döşemealtı ilçesi içerisinde bulunan Ahırtaş köyünde yer alan mağaranın ağzı oldukça geniştir. Mağaranın ağız genişliği 75m ve yüksekliği ise 25 m’dir. Bu özelliği sebebiyle diğer mağaralardan kendini ayırmaktadır. Türkiye’nin en büyük mağarası olma özelliğine sahiptir. İçerisinde bulunan 50-60 metre uzunluğunda ki sütunlar dikkat çekmektedir. Roma döneminden kalma sarnıç bulunan mağarada dev dikitler bulunmaktadır. Antalya ilinin tarihi ile ilgili bilgi veren mağarada birçok arkeolojik çalışma yapılmıştır. Sadece Antalya bölgesinin değil Türkiye’nin en önemli mağaralarından biridir. Uzunluğu 633 m olan mağara tarih öncesi çağlar hakkında bilgi vermektedir.